HORECA’nın (Hotel-Restoran-Cafe) bir numaralı iş ortağı olma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Metro Türkiye ve gastronomi keşif platformu Gastronometro, 29 Kasım-1 Aralık 2018 tarihleri arasında düzenlenen Sirha İstanbul’da, gastronominin geçmişi ile geleceği arasında köprü kuruyor.
Sektörün en kapsamlı buluşmalarından biri olan etkinlikte, bu yıl 500’e yakın yerli ve yabancı markanın ağırlanması hedefleniyor. Katılımcılar, 3 gün boyunca Türkiye’den ve dünyadan önde gelen şefler, yatırımcılar ve üreticilerle buluşma ve gastronomi dünyasındaki son yenilikleri deneyimleme fırsatı bulacak. Metro’nun deneyim alanında ise 4 bin yıllık Hitit mutfağından geleneksel lezzetlerin modern yorumlamalarına, mikrofilizlerden Türk mutfağındaki dönüşüme kadar birbirinden farklı dikkat çeken konular işlenecek.
Türk Mutfağına özgü lezzetlere sahip çıkma ve kaybolan lezzetleri gün yüzüne çıkarma misyonunu üstlenen Metro Türkiye, bu yıl etkinlikte 4 bin yıllık tarifle yapılan Hitit ekmeğini gündeme taşıdı. Metro Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Boris Minialai, ekmeğin Hitit kültüründe özel bir yer tuttuğunu, Hititler’in pişirdikleri en iyi ekmekleri Tanrılarına hediye olarak sunduklarını vurguladı. Minialai, “Hitit kültüründe ekmek sadece bir yemek değil, özenle hazırlanan kültür törenlerinin özel bir öğesiydi.
Ancak bu tarifleri bulmak da hiç kolay değildi. Yazarlar Asuman Albayrak, Ülkü M. Solak ile Gıda Mühendisi ve Arkeolog Dr. Ahmet Uhrî, ‘Deneysel Bir Arkeoloji Çalışması Olarak Hitit Mutfağı’ adlı kitabı oluşturdu. Metro Kültür Yayınları tarafından yayınlanan bu eser, Türkiye’de yapılan sayılı çalışmalar arasında yer alıyor. Bu kitap, 4 bin yıllık Hitit mutfağını yeniden gün ışığına kavuşturuyor” şeklinde konuştu.
Bu kapsamda Metro Türkiye ve Gastronometro standında 4 bin yıllık antik tabletlerdeki anlatımlara uygun tarifle Çorum’daki bir fırında özel olarak hazırlanan bezelyeli, narlı, peynirli, incirli, sade, haşhaşlı çeşitleriyle dikkat çeken Hitit ekmeklerinin tadımı da yapılıyor.
Ekmeğin Fransız kültüründe de ‘sanat’ olarak kabul edildiğine dikkat çeken Minialai, “Ekmekle ilgili çok sayıda Fransız atasözü var. Bir şeyleri çok sevdiğimiz zaman, ‘İyi bir ekmek kadar iyi’ deriz. Benim büyüdüğüm ailede ekmeğin ters dönmüş olması kabul edilebilir bir şey değildi. Bu ekmeğe duyulan saygının bir göstergesi. Aslında Türkiye’de de ekmeğe duyulan saygının benzer göstergeleri var.
Yere düşen ekmeği öpüp başına koymak gibi. Bu benim her zaman çok dikkatimi çekmiştir. Bugün burada kültürleri şekillendiren ve kültürle şekillenen ekmeği konuşuyor olmaktan çok dolayı mutluyum” dedi.
Ustalar ve lezzetler geçidi
Metro Türkiye ve Gastronometro standında bu yıl geçmiş ile gelecek arasında köprü kuruluyor. Medeniyetler beşiği Gaziantep’ten el alan Küşlemeci İbrahim Usta, ekmekten pideye bir seyyah hikayesine imza atan Samsunlu pide ustası Niyazi Kesim, Tunç çağından günümüze bir İpek Yolu Kültür mutfağının temsilcisi Özden Özsabuncuoğlu, ‘Lezzetin harman yeri’ tanımlamasıyla anılan Hatay mutfağından Metin Tansal ve Ünal Kahraman ustalar ziyaretçilere bir lezzet geçidi yaşatıyor.
Londra The Night Jar Bar’dan gelen Sebastiano Cristofanon’un, Türk mutfağından lokal lezzetlerle gerçekleştirdiği dünya miksoloji uzmanlığında yerel deneyim atölyesi yoğun ilgi görürken, Tayfun Şef’in Türk mutfağının tatlılarına getirdiği modern yorumlar deneyimleyen konukların büyük beğenisini kazanıyor.