13
ARA
2018

EDT Sektörü, dünyada açlıkla mücadeleye destek veriyor

ETÜDER üyesi Barilla’nın İtalya’daki merkezinde faaliyet gösteren Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı (BCFN); şehirlerin açlıkla mücadeleye katkılarını ortaya koyan Gıda ve Şehirler Araştırması’nı yayınladı. Dünya genelinde 7 büyük şehirdeki iyi uygulamaların incelendiği araştırma, EDT sektörünün en önemli kanallarından restoranların açlıkla mücadeledeki rolünü de ortaya koydu.

Dünya nüfusunun yüzde 50’den fazlası şehirlerde yaşıyor. Uzmanlar; açlık, iklim değişikliği, gıda güvensizlikleri nedeniyle bu oranın 2050 yılına kadar yüzde 80’e ulaşacağını belirtiyor. Yiyecek talebini artıracak bu trend şehirlerin, mevcut gıda sistemlerinin başa çıkamayacağı bir senaryo ile yüzleşeceğine işaret ediyor.

Dünyanın dört bir yanından 821 milyon kişinin açlıkla mücadele ettiği günümüzde uzmanlar, sürdürülebilir gıda üretimi ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmenin açlıkla mücadelede önemli rol oynadığını söylüyor.

Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı (BCFN), Milano Belediyesi ve Milano Kentsel Gıda Politikası Paktı (MUFPP), Milano’da 9’uncusu gerçekleştirilen Uluslararası Gıda ve Beslenme Forumu’nda şehirlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmadaki rolünü analiz etmek için gerçekleştirilen “Gıda ve Şehirler” araştırmasını yayımladı.

Dünyanın farklı bölgelerinden 7 büyük şehrin (New York, Rio de Janeiro, Milano, Ouagadougou, Tel Aviv, Seul ve Sydney) sürdürülebilir kalkınma, gıda israfı ve açlığa karşı aldığı önlemlerin incelendiği araştırma, şehirlerde hayata geçirilen sürdürülebilir uygulamaların BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmada büyük katkıları olabileceğini kanıtladı.

Araştırmaya ilişkin açıklamalarda bulunan BCFN Vakfı Araştırma Programı Yöneticisi Marta Antonelli, şunları söyledi:

“Gıda üretimi ve tüketimi, iklim değişikliğini de doğrudan etkiliyor. Bu yüzden sürdürülebilir gıda üretimini iyileştirmek ve doğru beslenme alışkanlıkları edinmek için acele etmeliyiz. Gıda ve Şehirler Araştırması; siyasi liderlere ve sektör yetkililerine, gıda üretimini daha sürdürülebilir hale getirmek için yapılması gereken değişiklikler hakkında tavsiyelerde bulunuyor. Şehir yönetimlerinin yeni gıda ve beslenme uygulamalarına ilişkin bilgi paylaşarak, şehir sakinlerini karar alma sürecine dahil ederek ve çevresel sorunlara yönelik somut çözümler üreterek gıda ve beslenme sürdürülebilirliği konusunda bir rehber rolü üstlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

Büyük şehirlerdeki sürdürülebilir uygulamaların incelendiği araştırmada, Sydney’de nüfusun yüzde 8,5’inin yiyecek alacak maddi duruma sahip olmadığı için açlıkla mücadele ettiği belirtildi. Sydney Üniversitesi ve New South Wales Canberra Üniversitesi’nin özel sektör ile iş birliği yaparak başlattığı FoodLab Sydney projesi, sürdürülebilir sistemler ile gıda üretimi yapan şirketleri destekliyor, her sosyal sınıftan insanın gıdaya erişimini kolaylaştırmayı amaçlıyor.

Güney Kore’nin başkenti Seul’de 705 bin öğrencinin sürdürülebilir gıdaya erişimini kolaylaştırmak için 2011’de başlatılan Eco School projesine, bugüne dek 2,5 milyar dolardan fazla yatırım yapıldı.

Tel Aviv’de ise insan sağlığı ve çevreyi korumaya yönelik çözümler bulmayı amaçlayan Bon Appetite programı, 2016’da yürürlüğe girdi. Programla kentte yer alan 38 alışveriş merkezinin çatı katı, hidroponik teknoloji desteği ile ekime uygun bahçe olarak kullanılmaya başlandı.

New York’taki restoranlar ne yaptı?

New York, sürdürülebilir gıda ve açlıkla mücadele çalışmalarına restoranlarla başladı. Şehirdeki restoranlar ve gıda perakendecilerinin trans yağ kullanması yasaklandı; menülerde yer alan her yemeğin kalori miktarının yazılması kural haline getirildi.

Milano ise gıda israfını azaltmaya yönelik yaptırımları uygulamaya koydu. Çöpe atacağı yiyecekleri yardım derneklerine bağışlayanlardan %20 daha az vergi alınarak 6 ayda 840 ton gıda tasarrufu sağlandı. Rio de Janeiro ve Ouagadougou’da ise tarıma ve çiftçiye yatırım yapılarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması hedefleniyor.